Sabah mı, Akşam mı? Belki de Gece…

Sabah insanı mısın, gece mi? Ben sabah insanıyım. Aklım da gönlüm de sabahın erken saatlerinde çalışıyor. Çocukken de öyleydim. Hatırlıyorum, bizim zamanımızda… Bizim zamanımızda mı dedim ben? Komik. Yüzüme bir gülümseme yerleşti bak şimdi. Hiç aklıma gelmezdi bir gün ağzımdan böyle bir kelam çıkacağı. Neyse, çıktı bir kere, devam. Bizim zamanımızda okula giderken bir grup sabahçı, bir grup öğlenci olurdu. Ben sabah gitmeyi sevenlerdendim. Geceleri sabahlara kadar ders çalışmak filan bana göre olmadı hiç. Yapmadım mı? Yaptım. Yaptım ama ne kadar verimli oldu? Tartışılır… 

Sabahın erken saatlerinde dışarıdan gelen uyaranların az olmasını seviyorum. Odağımı daha kolay bir yerde tutabiliyorum. Eşim gececilerden. Onun da zihni hava karardıktan sonra aydınlanıyor. 

Her birimizin beden yapısı farklı, her birimizin parmak izi farklı. Birimize iyi gelen bir başkasına iyi gelmeyebiliyor. Ondan sebep diğerlerinin ne yaptığını takip etmekten, kopyalamaya çalışmaktansa insan kendini keşfe çıkmalı. Hazineyi keşfettikten sonra geriye tadını çıkarmak kalıyor. 

Sabahçı mı öğlenci mi yoksa akşamcı ya da gececi mi olduğunu farkındaysan yaşamdaki işin kolaylaşıyor. Günü çok daha kolay planlayabiliyor insan. Bir de şu var; bir işin başında ne kadar oturabiliyorsun? Dene bakalım… Kaç dakikada dikkatin dağılıyor? Odağın başka şeylere kayıyor… Bir oturuşta hepsini bitireceğim dediğin dosyayı yirmişer dakikalık parçalara bölmek daha mı iyi acaba? 

Onun bunun şunun söylediklerine kulak asmadan, deneme yanılma yöntemiyle öğrenmek bana daha eğlenceli geliyor. Her zaman aynı çalışan bir formül yok çünkü… En azından ben öyle düşünüyorum. Yemek yaparken odağımın dağılma süresi ile okurken dağılma süresi aynı değil. İçinde bulunduğum duygu durumuna göre de değişiyor. Velhasıl, insan bu, durduğu yerde durmuyor. O yüzden her daim keşif hali… 

Bir sır vereyim mi? Bazen ne yapıyorum biliyor musunuz? Hızlıca bitecek işleri bir araya topluyorum, sabahla öğlen arasında yapıp, elimden çıkarıveriyorum. Onları bitirmiş olmanın verdiği hazzın gazıyla diğer canımın pek de istemediklerini de yapıyorum. İyi geliyor 🙂 Ama hatırlayın; bana iyi gelen size iyi gelmeyebilir…

Eskiden ajandamda nefes alma süresi bırakmazdım. Aman boş kalmayayım…  Son yıllardaki keşfim; nefes alacak zamanlar ve en az onun kadar önemli –esneme payı- bırak kendine. 

Sizin düşünsel ve fiziksel olarak kendinizi en verimli hissettiğiniz saatler günün hangi  aralığı?

Sevgiler

Özlem Çetinkaya

Yorumlar